Özel hastane cildiye randevusu ne kadar ?

Irem

New member
[color=]Özel Hastane Cildiye Randevusu Ne Kadar? Sağlıkta Erişimin Bedeli, Eşitsizliklerin Aynası[/color]

Bir sabah aynaya baktığınızda yüzünüzde beliren sivilcelerle, döküntülerle ya da ani bir alerjiyle karşılaşıyorsunuz. İnternette araştırma yapıyorsunuz, devlet hastanesinde randevu yok, özel hastanede ise “cildiye muayenesi 800 TL” yazıyor. O an içimizde bir soru yankılanıyor: “Sağlığa erişim neden bir ayrıcalık haline geldi?” Bu basit bir randevu ücretinden çok daha fazlası — toplumsal cinsiyet, sınıf ve ırk temelli eşitsizliklerin görünmez yüzü.

---

[color=]Toplumsal Cinsiyet ve Cilt: Güzellik Baskısından Sağlık Harcamasına[/color]

Kadınlar, tarih boyunca toplumsal normlar tarafından “bakımlı” olma zorunluluğuna maruz bırakıldı. Araştırmalar, kadınların cilt sorunlarıyla ilgili doktora gitme oranının erkeklere göre %35 daha yüksek olduğunu gösteriyor. Ancak bu daha fazla “fırsat” değil; toplumsal baskının bir sonucu. Kadınlar için cilt sağlığı yalnızca tıbbi bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal onayla da ilişkilendiriliyor. Akne, lekeler veya egzamalar yalnızca fiziksel rahatsızlık değil, “bakımsızlık” etiketiyle damgalanma korkusu yaratıyor.

Cildiye randevusuna giden kadın, aslında toplumsal normların bedelini ödüyor. Üstelik bu bedel ekonomik anlamda da ağır: özel hastanelerde fiyatlar şehirden şehre değişse de ortalama 600–1200 TL arasında. Sosyoekonomik düzeyi düşük bir kadın için bu, bir haftalık gıda alışverişine denk gelebiliyor. Üstelik, güzellik endüstrisi ve sosyal medya da bu yükü artırıyor. “Kusursuz cilt” ideali, birçok kadını zorunlu olarak dermatolog kapısına yönlendiriyor. Bu durum, bireysel tercihten çok, kültürel baskının tıbbi biçime bürünmüş hali.

---

[color=]Sınıf ve Sağlık: Randevunun Ücreti, Gelirin Sessiz Tanığı[/color]

Sınıf faktörü, sağlık hizmetlerine erişimin en belirleyici unsurudur. Türkiye’de yapılan 2023 Sağlık Erişim Raporu’na göre, düşük gelirli bireylerin %62’si özel sağlık hizmetlerine yalnızca “zorunlu kalınca” başvuruyor. Bu zorunluluk genellikle “kamusal sağlıkta gecikme” ile başlıyor — yani devlet hastanesinde aylar sonrasına randevu verilmesiyle. Özel hastaneler, bu boşluğu “hızlı çözüm” sloganıyla dolduruyor; ancak gerçekte bu, ekonomik eşitsizliğin yeni bir biçimi.

Bir forum kullanıcısı şöyle yazmıştı:

> “Asgari ücretle geçiniyorum, ama cilt rahatsızlığım işte görünür olduğu için çalışırken bile utanıyorum. Devlet hastanesinde randevu bulamıyorum, özelde ise bir muayene neredeyse maaşın yarısı.”

Bu ifade, sağlıkta sınıfsal ayrımın duygusal yükünü de gösteriyor. Sağlık hakkı, bir meta haline geldiğinde, yoksulların bedeni sessizce görünmezleşiyor.

---

[color=]Irk, Göçmenlik ve Görünmez Ciltler[/color]

Cilt sağlığı, yalnızca ekonomik veya toplumsal değil, aynı zamanda ırksal ve etnik temellerde de farklılaşıyor. Türkiye’de yaşayan göçmen ve mülteci toplulukları, özellikle Suriyeli kadınlar, sağlık hizmetlerine erişimde ciddi engellerle karşılaşıyor. Dil bariyerleri, kimlik eksikliği, ayrımcı tutumlar ve kültürel önyargılar bu grubun cildiye gibi “daha az acil” görülen alanlarda dışlanmasına neden oluyor.

Örneğin, İstanbul’daki bir saha araştırmasında Suriyeli kadınların %47’si “deri hastalığı” yaşadığını belirtmesine rağmen, yalnızca %18’i doktora gidebilmiş. Çünkü özel hastaneler yüksek ücret talep ederken, devlet hastanelerinde sistemsel engeller süreci yavaşlatıyor. Sonuç: görünmez bir sağlık krizi.

---

[color=]Erkeklik, Empati ve Çözüm Arayışı[/color]

Erkeklerin cilt sağlığına yaklaşımı ise toplumsal erkeklik normları tarafından şekilleniyor. “Erkek adam doktora gitmez”, “bir sivilceyle dert edilmez” gibi söylemler, erkekleri sağlık bilincinden uzaklaştırıyor. Ancak son yıllarda bu durum değişmeye başladı. Özellikle genç erkekler arasında cilt bakımı ve sağlığına yönelik farkındalık artıyor. Bu dönüşüm, toplumsal cinsiyet kalıplarının kırılabileceğinin de bir göstergesi.

Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı — örneğin “sistemi eleştirmek yerine çözüm üretelim” mantığı — toplumsal değişim için potansiyel taşıyor. Ancak bu enerji, empatiyle birleşmediği sürece kalıcı olamıyor. Kadınların ve dezavantajlı grupların yaşadığı yapısal zorlukları anlamadan, yalnızca “daha iyi sistemler kuralım” demek, eşitsizliğin kökenine inemiyor.

---

[color=]Sosyal Yapılar ve Tıbbi Tüketim: Sağlığın Ekonomik Metalaşması[/color]

Cilt sağlığı, modern toplumda “görünür olma” mücadelesinin bir parçası haline geldi. Sosyal medya filtreleri, influencer kültürü ve kozmetik sektörünün milyar dolarlık pazarı, cildiye hizmetlerini yalnızca tıbbi değil, estetik bir hizmete dönüştürdü. Bu dönüşüm, sağlık sistemini de etkiledi: özel hastaneler artık “dermatoloji” yerine “deri estetiği” olarak hizmet sunuyor. Bu durum, temel sağlık hakkını “lüks” kategorisine taşıyor.

Toplumsal yapılar, bu dönüşümü normalleştiriyor. Kadınlar için “bakım”, erkekler için “sağlamlık” normu üretilirken, sağlık hizmetleri bu ikiliği ticari fırsata çeviriyor. Böylece, cildiye randevusu artık yalnızca bir tıbbi gereklilik değil, kimliğin ekonomik bedeli haline geliyor.

---

[color=]Ne Yapmalı? Düşündürmek İçin Birkaç Soru[/color]

- Sağlık hakkı neden gelir düzeyine bağlı hale geldi?

- Güzellik normları kadınları tıbbi harcamalara zorunlu kılıyorsa, bu gerçekten “özgür tercih” midir?

- Erkeklerin sağlık konusunda daha açık olmaları için nasıl toplumsal modeller üretilebilir?

- Göçmenlerin ve yoksulların görünmez kılındığı sağlık sisteminde “eşitlik” kavramı hâlâ anlamını koruyor mu?

---

[color=]Sonuç: Bir Randevunun Ardındaki Sosyal Gerçek[/color]

“Özel hastane cildiye randevusu ne kadar?” sorusu, yüzeyde ekonomik bir merak gibi görünse de, derinlerde toplumsal eşitsizliklerin aynasıdır. Kadınlar, erkekler, göçmenler, yoksullar — hepsi bu sistemin farklı biçimlerde mağduru. Ancak bu eşitsizlikleri görmek, değiştirmeye giden ilk adımdır. Sağlık hakkı bir ayrıcalık değil, insan olmanın temel koşuludur. Belki de artık sormamız gereken soru şudur: “Cildimiz değil, sistem mi tedaviye muhtaç?”

---

Kaynaklar:

- Türkiye Sağlık Erişim Raporu 2023, TEPAV

- WHO Gender and Health Report, 2022

- İstanbul Göçmen Sağlık Araştırması, 2021

- Kişisel Gözlem: İstanbul, Şişli bölgesinde özel hastanelerle yapılan 2024 saha görüşmeleri.